Soru: Hocam size bir şey sormak istiyorum. Allah rızası için cevaplar mısınız? Oğlum artık cuma namazına gitmiyor. Türkiye'nin Darul Harp olduğu gerekçesiyle... Yaptığı doğru mudur hocam? 

el Cevab:
Ülkemiz bir İslam ülkesidir. İslam Ülkesi Vatandaşlarının çoğunluğunun Müslüman olduğu ülkedir.
Ülkemiz Hanefi Fukahasının tanımlamalarına göre Daru'l İslam değildir.
Daru'l-islam; İslami Kurallara göre yönetilen ülke demektir.

Hanefi Mezhebinin Kurucuları Ebu Hanife, Ebu Yusuf ve İmam Muhammed, İmam Züfer, Malik b. Dinar, İbrahim b Ethem Hasan el Lului, Misar b Kidam vs. gibi İlim adamı ve müctehidlere göre Cuma Namazını devlet namazıdır. Halife veya vekili tarafından kıldırılır.

İşte bu sebeple Ülkemizde hilafetin ilga edilmesinden bu yana Cuma namazı Hanefi müctehidlerine göre sıhhat şartlarından birisi veya birkaçı eksik hale geldiğinden meşruiyeti şüpheli hale gelmiş olmaktadır.

Osmanlı bakiyesi hocalar bu sebeple halkımıza cuma namazı kılındıktan sonra Öğle namazını da kılmayı emretmişlerdir. Ve hilafetin ilgasından bu yana Cumayı terk etmeyi uygun görmediklerinden ama sıhhati de şüpheli hale geldiğinden Zuhru ahir (yani son öğle namazı) da kılınmaktadır.

Bu konu 1920-50 yıllarında Arap ülkelerinde çok yaygınmış. Tartışılmış, 1980 lerde de darbeden sonra ülkemizde tartışıldı. Muhtemelen oğlunuz yeni duydu ve etkilendi.
Bu konuda Medreseli ulemadan Sadreddin Yüksel Hocanın sert üslubuyla yazılmış makale ve fetvalar vardır.
Yusuf Kerimoğlu adıyla Milli Gazetede sorulara cevap veren Hüsnü Aktaş hoca da Yıllarca Türkiye’de Cuma namazının düştüğünü yazıp çizdikten sonra Müslümanların razı olacakları biri varsa onun arkasında cumayı eda edebileceklerini söylemiştir.
Ona Diyanette görevli (onun seviyesinde olmayan) ilim adamları redler yazmışlardır.
Ekrem Doğanay merhum, ve Kırkıncı Hoca merhum bunlardandır. Bu ikisinin İslami siyaset ile ilintileri pek yoktur. Daha ziyade öyle şey mi olur hiç. Ayetle sabit olan cuma, fetvayla terk edilir mi, gibi şeyler söylemişlerdir.
Diyanette etkin olan hocalar ise; cuma namazı ile alakalı bu fetvaya tavır almışlardır. (Çoğunluğunda İslam devleti fikri ve halife fikri olmayan bu hocalar Hanefi fıkhı adına da konuşacak durumda değillerdir. İlgili tavırları devlet memuru olmalarından dolayıdır.)
12 Eylül lideri Kenan Evren bile bu durumu duyunca, ben cuma kıldıracakmışım. Olacak şey mi bu. Türkiye Cumhuriyeti din devleti değil, laik sosyal bir hukuk devletidir, gibi bir laflar etmişti.

Günümüz şartlarında Cuma namazı Hanefi Mutekaddimun müctehidlerinin fetvalarına göre kılınmaz. Bu onların fetvasıdır. Herkes bunu eserlerine bakınca bulabilir görebilir.

Son dönem alimleri ise ülkemiz insanına camileri ve cumayı terk etmemeyi ve mutlaka da zuhru ahir namazını kılmayı fetva vermişlerdir.
Cuma onların gördükleri maslahata nazaran terk edilmemelidir.
Cuma kılınırken elden geliyorsa razı olunan bir imam varsa onun arkasında kılınmalıdır.
Öğle namazı asla terk edilmemelidir.

Mülahaza: Emre Bitiş
Daha önce şöyle bir açıklama okumuştum.
 https://www.ihvanlar.net/2014/05/28/turkiyede-cuma-namazi-kilinir-mi-darul-harpcilere-reddiye/?  

el Cevab: (Halil Günenç Hoca, özellikle Türkiye’de sonradan türeyen “daru’l harpçi” olarak meşhur olan “cumasız” gurupların gençleri Cumadan ve camilerden koparmak için verdiği mücadeleye “Günümüz meselelerine fetvalar” adlı eserinden reddiye yapıyor. Müslümanları cumadan ve cemaatten koparmak için mücadele edenlere karşı siz de deliller ile mücadele edin…)

Mülahazam şudur;
Darul harpçi ve cumasız yakıştırması yapılarak başlayan bir açıklama
Bu tür nitelemeler yakışıksız nitelemelerdir. Avam ağzıdır.
-- Bu fetvaların sahibi Ebu Hanife ve değerli müctehid öğrencileridir. Lafın Ucu onlara gitmektedir.
Halil Günenç hoca Hanefi değildir şafiidir. Büyük bir fakih değildir. Fetvalarındaki yüzeysellik ve maslahat gözetme çok ön plandadır. Siyasi konularda devletle hiç çelişmez. Doğrucu davutluk yapmaz.
Çıplak kadın fotosunu kıyasladığı fetva hala ortadadır. Kadınların rutubetul ferci ile ilgili melez fetvası sebebiyle ona güvenen on binlerce kadın bugün abdestsiz namaz kılmaktadırlar. Alimin zellesi alemin zellesidir. Hala da bu tür fetvalarını düzeltmemiştir. Cuma konusunu çıkaranları Yahudi ajanı zannetmektedir.

Hanefi mezhebindeki fetva ülkemizin kendine özel şartları sebebiyle Ulema tarafından yumuşatılmıştır. Ve madem ki Cuma ya devlet izin veriyor kılınmaya devam edilsin denilmiştir. Ama Mutlaka zuhru ahir kılınsın da denilmiştir.

Bu konunun bu şekilde bırakılması ve daha önemli olan vakit namazları kılmayan milyonlarca Müslümanın namaz kılmaya teşvik edilmesi gerekmektedir.
 
Herkesin bildiği bir tarihi olay vardır. Said Nursi merhum, ( Sultan Abdulhamid’e karşı ittihatçılarla hareket edip demokratik yönetimi sultanlık yönetimine tercih etmişti. Ve İstanbul hükümeti yıkılınca Ankara gitmiş meclise girdiğinde çok şaşırmıştı) mecliste namaz kılanların %10 falan olduğunu görünce tabiri caizse şafak atmıştı.
Bu defa bütün himmetini bir münevver Müslüman olarak namaza teksif etmiş ve namaz kılanların sayısı hızla artmış ve kendisini Atatürk’ün şu tehdidiyle yüz yüze bulmuştu. Biz sizi bunun için çağırmadık.

Cuma namazı dinin direği değildir. Hanefilere göre devlet namazıdır. Ama vakit namazları dinin direğidir. Efendimiz vakit namazları kasten terk eden açıkça kafir olur buyurmuşlardır.

Cuma kılınmaz diyen hocaların da kılmayan Yahudi ajanıdır diyen hocaların da vakit namazların kılınmasıyla ilgilenmedikleri ortadadır. Müslümanların vakit namazları 5 vakit ve cemaatle kılmalarının teminine kadar cuma meselesi son dönem Hanefi fukahasının verdikleri fetva üzerine bırakılmalı kılmamakta ısrar edenlere ses edilmemeli, terk etmemeyi önemseyenlere de patates çuvalları, laikçi menfaatperestler, vs. gibi terbiyesizlikler yapılmamalıdır.

Mülahazam 2: Linkteki yazıda bir yanlış daha var.
(Bir imam İslam’a bağlı ve ehil olursa kim tarafından tayin edilirse edilsin Müslüman ve ehil olduğu için arkasında namaz kılmak caizdir. Ama İslam’a inanmaz veya ehil olmazsa Müslüman bir idareci tarafından tayin edilse de arkasında namaz kılmak caiz değildir.

Cuma namazını kılmak veya kılmamak hususunda şuna veya buna bakmamalı. Asr-ı Saadete tarihe ve İslam alemine bakmalı. İslam aleminin kırk küsur ülkesi vardır. Bir iki ülkesi hariç bütün ülkelerde idare İslami değildir. Hepsinde de imamlar halk tarafından değil, idareciler tarafından tayin edildikleri halde hiçbir yerde Cuma ve cemaat boykot edilmemiştir. Farz-ı muhal olarak Cuma namazı Hanefi mezhebinde farz olmasa da İslam’ın maslahatı için diğer mezheplere göre hareket etmek zorundayız.)

Müslümanların başına imam kim tarafından tayin edilirse edilsin Müslüman ve ehilse arkasında namaz kılmak caizdir denilmiş.
Bu cümlenin baş tarafı yanlıştır.
Kafirlerin Müslümanlar üzerinde vela (itaat isteme) hakları yoktur.
Ayeti kerimede;

ِ"Allah kafirlere müminler üzerinde hükmetme yetkisi asla vermemiştir" Nisa 141

وَلَن يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا

Ve Ey iman edenler; Müminlerden başka kafirleri veliler (dost ve itaat ettiğiniz insanlar) edinmeyin. en Nisa 144 buyurulmuştur.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِن دُونِ الْمُؤْمِننِينَ ۚ

Müslümanlar Kendi dinlerinden olmayanların emrine girmemelidirler.

Kafirlerin Müslümanlar üzerine emir ya da imam tayin etmesi dinimize aykırıdır. Müslümanın arkasında namaz kılmak ise mübahtır. Sünneti terkeden müslümanın arkasında namaz kılınmaması caizdir. Faiz alan veya veren Müslümanın arkasında da namaz kılınmaması mübahtır. Hatta helak edici büyük günahlardan olduğundan bu tür günahları olanlar imamlığa geçirilmemelidir.