İstanbul Ansiklopedisi
İstanbul'un Türk dönemindeki tarihini ayrıntılarıyla bilen tarihçi yazar Reşat Ekrem Koçu, fetihten itibaren şehre ait tarihî, coğrafî, mimari, edebî, folklorik ve kültürel konulan ele alan bir ansiklopedi çıkarmaya, kendi İfadesine göre "İstanbul'un bir kütüğünü" meydana getirmeye 1940 yılında karar vermişti. Ancak II. Dünya Savaşı'nın zor günlerinde gerekli parayı bulamaması bu kararın gerçekleşmesini geciktirdi. Nihayet Cemal Çaltı adlı bir tüccarın maddî desteğiyle 1944 yılının Kasım ayında İstanbul Ansiklopedisi ismiyle hazırlanan yayının İlk fasikülü çıktı. Otuz iki büyük boy sayfalık fasiküller halinde basılan ansiklopedide maddelerle ilgili görüntüler için fotoğraf klişesi kullanılmamış, Nezih İzmİrlioglu'nun yaptığı çizgi resimler tercih edilmişti. Özellikle mimari eserleri kusursuz bir biçimde çizen bu ressama Reşat Sevinçsoy gibi diğer bazı ressam ve grafikerler de yardımcı oluyorlardı.
T' Fasiküllerin jenerik sayfasında ansiklopedinin içerdiği konular cami, mescid, tekke, türbe, kilise, ayazma, çeşme, sebil, saray, yalı, konak, köşk, han, hamam, tiyatro, kahvehane, meyhane gibi yapılar; devlet adamı, âlim, şair, sanatkâr, iş adamı, hekim, muallim, hoca, derviş, papaz, keşiş, meczup, hanende, sazende, çengi, köçek, ayyaş, derbeder, pehlivan, tulumbacı, kabadayı, kumarbaz, hırsız, serseri, dilenci gibi şöhretler; şehrin dağı, bayırı, suyu, havası, mesire yerleri, bahçeleri, bostanları vb. tabiat güzellikleri ve coğrafyası; sokakları, mahalleleri ve semtleri; yangınları, salgınları, zelzeleleri, ihtilâlleri, cinayetleri ve dillere destan olan aşk maceraları; halkının âdet, an'ane. giyim ve kuşamı; İstanbul argosu; İstanbul'a ait resimler, şiirler, kitaplar, romanlar, seyahatnameler; İstanbul'a gelmiş yabancı şöhretler şeklinde sıralanmıştı. Bu uzun liste eserdeki maddelerin ne kadar geniş bir alana yayılacağını gösteriyordu. 1949 yılındaki İstanbul sergisinde dağıtılan küçük bir el ilânında da eserin yirmi dört ciltte tamamlanacağı bildiriliyor. "İstanbul Ansiklopedisi her şeyden evvel bu büyük beldenin üzerindeki Türk damgasını belirtir" cümlesiyle yayın amacı açıklanıyordu.
Reşat Ekrem Koçu, kendisine yardımcı olacak bir müellif kadrosu kurmakla beraber birçok maddeyi yıllardan beri taradığı Osmanlı tarih ve vekâyi"nameleriyle eski gazete koleksiyonlarından faydalanarak bizzat yazmayı üstlendi. Bir İstanbul tarihi ve arkeolojisi uzmanı olan Al-fons Marta Schneider İstanbul hakkındaki Türkçe eserleri tanıtan bir yazısında, geniş okuyucu kitlelerine hitap eden ansiklopedinin sohbet üslubuyla kaleme alınmasına rağmen içerdiği zengin malzeme sebebiyle bilim dünyasınca da kullanılabileceğini söyleyerek 960 sayfa tutan A-Ay maddelerinin konulara göre istatistiğini çıkardı.
İstanbul Ansiklopedisinin ilk basımı, fasikül kapaklarında devamlı surette belirtilen maddî sıkıntıların iyice artması sonucu 1951 yılı başlarında durdu. Birinci fasikülün arka kapağında, her ay bir fasikül yayımlanacağı bildirilmiş olmasına rağmen ikinci fasikülden itibaren gecikmeler olmuş ve beş yılı aşan bir sürede ancak otuz dört fasikül çıkarılabilmişti. Yedi yıl süren bir aradan sonra Reşat Ekrem Koçu, yine ticaretle uğraşan Mehmet Ali Akbay'ın maddî desteğiyle eseri yeniden neşretmeye başladı. Bu defa üç formalık fasiküller halinde on beş günde bir çıkarılacak, ansiklopedinin tamamı ise on beş cilt olacaktı. 15 Temmuz 1958'de I. fasikülden itibaren yeniden yayımlanan ansiklopedinin basımı uzun süre düzenli olarak yürütüldü. Yazar kadrosuna yeni isimler katılmıştı ve özellikle çizimler res-sam-grafiker Sabiha Bozcalı'nın imzasını taşıyordu. İlk üç cildin üzerine "ikinci baskı" ibaresi yazılmamış, fakat IV. cildin başlarında "Bahadır Sokağı" maddesinin altına, İstanbul Ansiklopedisi'nin yarım kalmış ilk baskısının bu madde ile sona erdiği belirtilmiştir. VII. cildin çıkmasından sonra Mehmet Ali Akbay'ın ortaklıktan ayrılması üzerine fasiküllerin basımı yavaşladı ve nihayet 1973 yılı sonunda 173. fasikülün "Gökçınar" maddesiyle birlikte yayın bir defa daha durdu. Reşat Ekrem yeni bir teşebbüste bulunmadı ve iki yıl sonra da vefat etti; geriye bıraktığı birikimini ise kimse değerlendirmedi.
Ansiklopedinin yarım kalmasındaki başlıca sebeplerden biri, tarihe geçecek derecede önemi olmayan kişilerin ve onların yazdıkları veya onlar için yazılmış birtakım manzumelerin, ayrıca bazı hikâye ve romanlardan yapılan uzun özetlerle iktibas edilen parçaların sayfalan doldurmasıdır. Bunlar, ansiklopedinin bir dergi gibi okunmasına yardımcı olmakla birlikte işin ciddiyetini büyük ölçüde gölgelemiş, bu arada etraflı surette alınması gereken bazı önemli maddeler de birkaç satırla geçiştirilmiştir. Maddelerin altında yazar imzası bulunmasına karşılık bibliyografya verilmemiştir.
İstanbul Ansiklopedisi kendi konusunda öncü olmuş, benzerleri yapıldığı gibi taklitleri de çıkarılmıştır. 1968yılında Yeni İstanbul gazetesi. Mithat Sertog-lu'na Resimli Büyük İstanbul Ansiklopedisi adıyla tek ciltlik bir çalışma yaptırıp okuyucularına ek olarak verdi. Bu ansiklopedi belli bir tasniften yoksun birtakım tarihî bilgi yığınlarından ibarettir. 1982'de Tercüman gazetesinin. R. Ekrem Koçu'nun dağılan ve satılan terekesinin bir kısmından faydalanarak dört ciltte "Ozansoy" maddesine kadar yayımladığı İstanbul Kültür ve Sanat Ansiklopedisi adlı eser R. Ekrem Koçu'nun özgün çalışmasının ciddiyetten uzak kötü bir taklidi durumundaydı. R. Ekrem Koçu'nun eserinden istifade ile Tarih Vak-fı'nın çıkardığı Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi her maddenin altında çoğu akademisyen olan yazarlarının imzasıyla bibliyografya ihtiva eden, kaliteli görsel malzemeyle zenginleştirilmiş bir eserdir. Eserin gördüğü rağbet üzerine Beşiktaş Belediyesi'nin hemen hemen aynı kadroya hazırlattığı Dünden Bugüne Beşiktaş adlı kitap (1998), şehrin çok renkli bir ilçesini bütün yönleriyle ele alan ve yine her maddenin altında bibliyografya ile imza içeren sistematik bir ansiklopedi niteliğindedir.
Adres : |
Telefon : |
Fax : |
E-Posta : |
Yayınlayan Kurum / Matbaa : |
Yayınlandığı Ülke : |
Yayınlandığı Şehir : |
Yayın Başlangıç Tarihi : 1944 |
Yayın Bitiş Tarihi : |
Yayın Sayı Adedi : 0 |